nazarımda en güzel şiiri göl olan fransız şair. 
ebedi gecesinde bu dönüşsüz seferin 
hep başka sahillere doğru sürüklenen biz 
zaman adlı denizde bir gün, bir lahza için 
demirleyemez miyiz? 
ey göl, henüz aradan bir sene geçti ancak, 
seyrine doyamadığı o canım su yanında 
bir gün onu üstünde gördüğün şu taşa bak 
oturdum tek başıma! 
altında bu kayanın yine böyle inlerdin, 
yine böyle çarpardı dalgaların bu yara, 
ve böyle serpilirdi rüzgarla köpüklerin 
o güzel ayaklara. 
ey göl hatırında mı? bir gece sükut derin, 
çıt yoktu su üstünde, gök altında, uzakta 
suları usul usul yaran kürekçilerin 
gürültüsünden başka 
birden şu yeryüzünden bilmediği bir nefes 
büyülenmiş sahilin yankısıyla inledi. 
sular kulak kesildi, o hayran olduğum ses 
şu sözleri söyledi: 
"zaman dur artık geçme, bahtiyar saatler siz 
akmaz olunuz artık! 
en güzel günümüzün tadalım o süreksiz 
hazlarını azıcık!" 
"ne kadar talihsizler size yalvarır her gün 
hep onlar için akın; 
günlerle birlikte dertlerini götürün, 
mesutları bırakın." 
"nafile isteyişim geçen saniyeleri 
akıp gidiyor zaman; 
geceye "daha yavaş" deyişim boş, tan yeri 
ağaracak birazdan" 
"sevişmek! hep sevişmek! akıp giden saatin 
kadrini bilmeliyiz! 
insan için liman yok, sahil yok zaman için, 
o geçer biz göçeriz!" 
kıskanç zaman, kabil mi sevginin kucak kucak 
bize sevgi sunduğu sarhoş edici anlar, 
kabil mi uzaklara uçup gitsin çabucak 
matem günleri kadar... 
nasıl olur kalmasın bir iz avucumuzda? 
nasıl yok olur her şey büsbütün silinerek? 
demek vefasız zaman, o demleri bir daha 
geri getirmeyecek... 
loş uçurumlar: mazi, loşluklar, sonrasızlık, 
acaba neylersiniz yuttuğunuz günleri? 
alıp götürdüğünüz derin hazları artık 
vermez misiniz geri? 
ey göl! dilsiz kayalar! mağaralar! kuytu orman! 
siz ki zaman esirger, tazeler havasını, 
ne olur ey tabiat, o günlerin saklasan 
bari hatırasını! 
sakin demler de olsun, deli rüzgar da olsun 
güzel göl etrafını süsleyen oyalarda, 
o kapkara camlarda, sularına upuzun 
dökülen kayalarda! 
ister meltemlerinde, ister ürperişle esen 
seslerde, ister uzak ister yakında olsun, 
yahut gümüş pullarla sular üstünde yüzen 
ay ışığında olsun! 
kuduran fırtınalar, sazlar bize dert yanan, 
meltemini dolduran kokular, hep beraber, 
ne varsa işitilen, duyulan ve koklanan, 
desin ki: "seviştiler."
                    
                    
                    neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?