iett otobüslerinin, bir günde yaklaşık 450.000 km , bir yılda yaklaşık 170 milyon km, bir başka deyişle dünyanın çevresini hergün en az 10 defa dolaşacak mesafeyi katettiğini,
iett otobüslerinin ilk ve son duraklar arasında bir ayda yaklaşık 5 milyon defa gidip geldiğini,
iett otobüslerinin yolcu almak veya yolcu indirmek amacıyla her gün yaklaşık 8000 noktaya uğradığını,
iett otobüsleriyle bir günde yaklaşık 1,3 milyon,bir yılda yaklaşık 500 milyon yolculuk yapıldığını
süreyya ayhan 6 eylül 1978 yılında çankırıda doğdu. atletizme 1992 yılında çankırı atletizm eğitim merkezinde başlayan süreyya ayhan, mta ve fenerbahçe kulüplerinde forma giydi. halen gaziantep büyükşehir belediyesi sporcusu olan süreyya, 800 metrede 2:00.64, 1500 metrede de 4:03.02 ile türkiye rekorlarını elinde bulunduruyor. genç atletin antrenörlüğünü kendisini keşfeden yücel kop yapıyor. sydney 2000 olimpiyatında 1500 metrede yarı final koşan süreyya ayhan, golden leaguede beşinci, balkan salon şampiyonasında ikinci olurken, şampiyonlar kulüpler şampiyonasında 2 birincilik kazandı.
2001 yılındaki romanya açık yarışmasında da 1500 metrede 4:05.82 ile ikincilik elde etti. trabzondaki 4:07.63lük derece ile edmontona gitti. atletizme başladığında büyük malzeme sıkıntısı yaşayan süreyyaya deniz gökçe de sahip çıktı. gökçe, kişisel gayretiyle malzeme aldı. açılan bir kampanyanın yanısıra, yine gökçenin girişimleriyle yapı kredi bankası genç atlete sponsor oldu.
antrenörlerinin ve spor yazarı cüneyt koryürekin çağrısıyla eli erip gözü tutanlar yardıma koşacaktır süreyyaya. söz gelişi, boğaziçi üniversitesi öğretim üyesi prof. deniz gökçenin yanı sıra, gaziantep belediye başkanı celál doğan süreyyaya sahip çıkarak himayesine alacak ve yoksulluk yıllarına son noktayı koyacaktır. süreyya, babaannesinin verdiği reşat altınından önce ilk gerçek madalyayı evlerinin duvarında görmüştü. bu, babası yaşar ayhanın çankırı ticaret lisesinde okuduğu yıllarda, liselerarası atletizm yarışmasında üç bin metrede kazandığı birincilik madalyasıydı. bu nedenle, sık sık babasına dönüp, bir gün bana da böyle madalya verecekler mi? diye sormasında şaşırtıcı bir taraf yoktu.
şaşırtıcı olan, yaşar ayhanın kızının yetişmesi için gösterdiği büyük çabaydı. süreyya mucizesinin gerçekleşmesinde, bu çabanın büyük payı vardı kuşkusuz. ama süreyyanın doğru insanlara rastlamasının da payı vardı. bunlardan birisi de dünya çapındaki başarısına tanık olamadan yeryüzüne elveda diyen beden eğitimi öğretmeni abdülkadir ersunandı. ersunan, süreyyayı ortaokul yıllarında keşfetmiş, hemen arkasından da özel olarak ilgilenmeye başlamıştı bu yetenekli öğrencisiyle.
çankırıdaki yeni spor eğitim merkezi seçmeleri, her ikisi için de bulunmaz fırsattı. çünkü ilk üç dereceyi paylaşanlar merkeze alınacaklar ve ersunan hoca tarafından eğitileceklerdi. ne var ki, düzenlenen atletizm yarışmasında süreyyanın dördüncü olması her şeyi altüst etmişti. ancak hocası ersunan devreye girecek ve somut bir karar alacaktı: süreyya, spor eğitim merkezine onun kontenjanından alınacaktı. işte süreyya ayhannın edmontonda finallere kadar uzanan spor hayatının ilk dönüm noktası buydu. ama o dördüncülük için ailesini suçlamayı da ihmal etmeyecekti.
babası yaşar ayhan, kızının başarısından duyduğu gururla hatırlıyacaktır o günleri: süreyya, çankırı spor eğitim merkezi seçmeleri müsabakalarını izlememizi ısrarla istedi. ancak gidemedik. süreyya bu seçmelerde 4üncü olunca, ağladı ve annesiyle bana, "siz bu seçmeleri izlemeye gelseydiniz, sizi orada görseydim birinci olurdum diyerek hep kızdı". ama süreyya ayhan, spor eğitim merkezinde çalışmalarına başlamıştı bile. ne var ki, makus talihini gerçek anlamda yenebilmesi için bir başka antrenörün, yücel kopun dikkatini çekmesi gerekecekti. bir seçme sırasında süreyyayı farkeden yücel kop, bir daha bırakmayacaktı bu yetenekli öğrencinin peşini.
süreyyanın kahramanmaraş spor akademisini kazanması, her ikisinin tarihinde bir başka kilometre taşı oldu. ancak, yücel kop gaziantepte yaşadığı için, bu kente gidip gelmek zorundaydı süreyya ayhan. sarsılmaz azmi sayesinde bunu da yaptı. süreyya örneği, gerekli imkânlar hazırlandığında sporda neler yapılabileceğinin somut bir göstergesi olması açısından ayrı bir önem taşıyor. üstelik aynı başarının, bütün öteki sahalarda sağlanmaması için de hiçbir neden yok.
2002de münihte yapılan 18. avrupa atletizim şampiyonasında 1500 metrede avrupa şampiyonu oldu. 1500 metrenin avrupa şampiyonu milli atletimiz süreyya ayhan, golden leaguein zürihte yapılan ayağında yine çok rahat bir birinciliğe koşarken, 3.55.60lık derecesiyle kendisine ait türkiye rekorunu da 2 saniye aşağı çekti.
2001 yılındaki romanya açık yarışmasında da 1500 metrede 4:05.82 ile ikincilik elde etti. trabzondaki 4:07.63lük derece ile edmontona gitti. atletizme başladığında büyük malzeme sıkıntısı yaşayan süreyyaya deniz gökçe de sahip çıktı. gökçe, kişisel gayretiyle malzeme aldı. açılan bir kampanyanın yanısıra, yine gökçenin girişimleriyle yapı kredi bankası genç atlete sponsor oldu.
antrenörlerinin ve spor yazarı cüneyt koryürekin çağrısıyla eli erip gözü tutanlar yardıma koşacaktır süreyyaya. söz gelişi, boğaziçi üniversitesi öğretim üyesi prof. deniz gökçenin yanı sıra, gaziantep belediye başkanı celál doğan süreyyaya sahip çıkarak himayesine alacak ve yoksulluk yıllarına son noktayı koyacaktır. süreyya, babaannesinin verdiği reşat altınından önce ilk gerçek madalyayı evlerinin duvarında görmüştü. bu, babası yaşar ayhanın çankırı ticaret lisesinde okuduğu yıllarda, liselerarası atletizm yarışmasında üç bin metrede kazandığı birincilik madalyasıydı. bu nedenle, sık sık babasına dönüp, bir gün bana da böyle madalya verecekler mi? diye sormasında şaşırtıcı bir taraf yoktu.
şaşırtıcı olan, yaşar ayhanın kızının yetişmesi için gösterdiği büyük çabaydı. süreyya mucizesinin gerçekleşmesinde, bu çabanın büyük payı vardı kuşkusuz. ama süreyyanın doğru insanlara rastlamasının da payı vardı. bunlardan birisi de dünya çapındaki başarısına tanık olamadan yeryüzüne elveda diyen beden eğitimi öğretmeni abdülkadir ersunandı. ersunan, süreyyayı ortaokul yıllarında keşfetmiş, hemen arkasından da özel olarak ilgilenmeye başlamıştı bu yetenekli öğrencisiyle.
çankırıdaki yeni spor eğitim merkezi seçmeleri, her ikisi için de bulunmaz fırsattı. çünkü ilk üç dereceyi paylaşanlar merkeze alınacaklar ve ersunan hoca tarafından eğitileceklerdi. ne var ki, düzenlenen atletizm yarışmasında süreyyanın dördüncü olması her şeyi altüst etmişti. ancak hocası ersunan devreye girecek ve somut bir karar alacaktı: süreyya, spor eğitim merkezine onun kontenjanından alınacaktı. işte süreyya ayhannın edmontonda finallere kadar uzanan spor hayatının ilk dönüm noktası buydu. ama o dördüncülük için ailesini suçlamayı da ihmal etmeyecekti.
babası yaşar ayhan, kızının başarısından duyduğu gururla hatırlıyacaktır o günleri: süreyya, çankırı spor eğitim merkezi seçmeleri müsabakalarını izlememizi ısrarla istedi. ancak gidemedik. süreyya bu seçmelerde 4üncü olunca, ağladı ve annesiyle bana, "siz bu seçmeleri izlemeye gelseydiniz, sizi orada görseydim birinci olurdum diyerek hep kızdı". ama süreyya ayhan, spor eğitim merkezinde çalışmalarına başlamıştı bile. ne var ki, makus talihini gerçek anlamda yenebilmesi için bir başka antrenörün, yücel kopun dikkatini çekmesi gerekecekti. bir seçme sırasında süreyyayı farkeden yücel kop, bir daha bırakmayacaktı bu yetenekli öğrencinin peşini.
süreyyanın kahramanmaraş spor akademisini kazanması, her ikisinin tarihinde bir başka kilometre taşı oldu. ancak, yücel kop gaziantepte yaşadığı için, bu kente gidip gelmek zorundaydı süreyya ayhan. sarsılmaz azmi sayesinde bunu da yaptı. süreyya örneği, gerekli imkânlar hazırlandığında sporda neler yapılabileceğinin somut bir göstergesi olması açısından ayrı bir önem taşıyor. üstelik aynı başarının, bütün öteki sahalarda sağlanmaması için de hiçbir neden yok.
2002de münihte yapılan 18. avrupa atletizim şampiyonasında 1500 metrede avrupa şampiyonu oldu. 1500 metrenin avrupa şampiyonu milli atletimiz süreyya ayhan, golden leaguein zürihte yapılan ayağında yine çok rahat bir birinciliğe koşarken, 3.55.60lık derecesiyle kendisine ait türkiye rekorunu da 2 saniye aşağı çekti.
olimpiyat oyunları’nda bilindiği gibi birinciliği kazanan sporculara altın, ikinciliği kazanan sporculara gümüş ve üçüncülüğü kazanan sporculara bronz madalya verilmektedir. altın ve gümüş olan madalyalar kaplamadır. 60 milimetre çapında ve üç milimetre kalınlığındaki bu madalyaların bir yüzünde 1928 yılından beri italyan sanatçı gossoioli tarafından çizilen, elinde zafer çelengi tutan zafer tanrıçası nike’nin güzel bir kabartması yer alır. arka yüzünde ise olimpiyatı düzenleyen ülkenin amblemi bulunur.
olimpiyat meşalesi yunanistan’ın olimpos dağı’nda güneş ışığından dev mercekler vasıtasıyla tutuşturulur. meşale oyunların yapılacağı ülkeye kadar, elden ele geçtiği ülkelerin atletleri tarafından taşınmakta ve olimpiyatın yapılacağı stadyumdaki dev meşale bu meşale ile tutuşturulmaktadır. açılış töreninde yakılan meşale, kapanış törenine kadar sönmez. olimpiyat meşalesi 1936 berlin olimpiyatı’nda modern olimpiyat tarihine girmiştir.
olimpiyat oyunları’nın açılış töreninde katılan tüm sporcular bir olimpiyat yemini ederler. bu yemini organizasyonu yapan ülkenin ünlü bir sporcusu tüm sporcular adına söyler. bu yemin şöyledir:
“olimpiyat oyunları’nda ülkemin şerefi ve sporun zaferi için kurallara uyarak dürüst yarışacağımıza ve gerçek sportmenlik ruhu içinde mücadele edeceğimize and içeriz.”
yemin ilk olarak 1920 anvers oyunları’nda yer aldı. ve yemini belçika’nın ünlü eskrimcisi victor boin okudu.
“olimpiyat oyunları’nda ülkemin şerefi ve sporun zaferi için kurallara uyarak dürüst yarışacağımıza ve gerçek sportmenlik ruhu içinde mücadele edeceğimize and içeriz.”
yemin ilk olarak 1920 anvers oyunları’nda yer aldı. ve yemini belçika’nın ünlü eskrimcisi victor boin okudu.
olimpiyat bayrağı beyaz zemin üzerine iç içe geçmiş beş ayrı renkteki beş halkadan ibarettir. dünyanın beş kıtasını temsilen insanları dostluk ve sevgi bağları ile birbirine bağlamayı simgeleyen bayrağın üç halkası üstte, ikisi alttadır. üstteki üç halka soldan sağa doğru mavi, siyah ve kırmızıdır. alttaki halkalar ise soldan sağa sarı ve yeşildir.bu renkler önceleri kıtalara göre belirlenmiş ardından uluslararası olimpiyat komitesi bu renklerin üye ülkelerin bayraklarının renkleri olduğunu açıklamıştır. olimpiyat bayrağı 1920 anvers olimpiyatları’ndan beri dalgalanmaktadır. bu bayrak 6-12 mayıs 1913 tarihleri arasında yapılan toplantıda baron pierre de coubertin’in teklifi ile genel kurula sunulmuş ve ittifakla kabul edilmiştir.
1994 yılında ioc eski başkanı juan antonio samaranch tarafından paris’te kuruldu. yaklaşık 100.000 üyesi bulunuyor. olimpiyatlara katılan kişilerin üye olduğu bir organizasyon.
http://www.woa.org
http://www.woa.org
world olympians association
(bkz: dünya olimpianlar birliği)
(bkz: dünya olimpianlar birliği)
dünyadaki doping konusunda en yetkili ve dünya doping merkezlerini akredite eden kurum.
http://www.wada-ama.org
http://www.wada-ama.org
1938 yılında beden terbiyesi genel müdürlüğü adı ile kuruldu. 1986’da gençlik ve spor genel müdürlüğü’ne dönüştü. türkiye’deki spor organizasyonlarından sorumludur.federasyonlar buraya bağlıdır.
http://www.sporum.gov.tr
http://www.sporum.gov.tr
(bkz: gençlik ve spor genel müdürlüğü )
ulusal olimpiyat komitelerinin üye olduğu, dünya çapında bir organizasyondur. olimpik hareket de bu organizasyonun dünyaya yaymaya çalıştığı bir felsefi yaklaşımdır.
http://www.olympic.org
http://www.olympic.org
1989 yılında kuruldu. 2001 yılında akredite oldu. dünyada akredite olmuş, 28 doping kontrol merkezinden birisidir.
http://www.tdkm.hacettepe.edu.tr
http://www.tdkm.hacettepe.edu.tr
1986 yılında gsgm bünyesinde kuruldu. gerek milli , gerekse olimpiyatlara hazırlanan sporculara, eğitim, sağlık konularında destek veriyor.ayrıca, ülkemizdeki antrenör eğitimini de gsgm adına planlayıp, uyguluyor.
(bkz: sesam)
(bkz: sesam)
european olympic committees
(bkz: avrupa olimpiyat komitesi)
(bkz: avrupa olimpiyat komitesi)
ilk milli olimpiyat komitemiz 1908 yılının temmuz ayının son haftasında kuruldu.
uluslararası olimpiyat komitesi’nde türkiye ilk kez 1909 yılında berlin’de selim sırrı tarcan tarafından temsil edildi.
türk bayrağı ilk kez resmen 1912 yılında stockholm olimpiyat oyunları’nda dalgalandı. bu oyunlara katılmak için dönemin osmanlı milli olimpiyat cemiyeti genel sekreteri ve uluslararası olimpiyat komitesi’nin türkiye temsilcisi selim sırrı tarcan gazetelere sporcuları oyunlara çağıran ilanlar verir. bu ilanlara sadece iki ermeni genci ilgi gösterir. vahram papazyan ve mıgır mıgıryan adlarındaki bu gençler kendi olanakları ile isveç’e gidip, ülkemizi temsil ederler.
ilk yabancı antrenörlerimizin öyküsü ise şöyle. cumhuriyet sonrası atatürk spora büyük önem verdi. ve 1 yaşındaki cumhuriyetin ilk katılacağı olimpiyatlar olan 1924 paris olimpiyatları’na en iyi şekilde hazırlanılmasını istedi. ve ülkemize ilk yabancı antrenörler olarak futbol takımımızın başına iskoçyalı billy hunter,güreşçilerimizin başına macar raol peter ve de de atletlerimizin başına alman abrahams getirildiler.
1936 berlin olimpiyatları’ nda ise ilk kez bayrağımız şeref kürsüsüne çekilir. serbest güreşte ilk şeref kürsüsüne 78 kiloda mersinli ahmet kireççi çıkar.
ilk kez istiklal marşımız çalınır ve ilk altın madalyamızı alırız. ilk altın madalyamızı ise 61 kiloda yaşar erkan alır.
1936’da ayrıca ilk bayan sporcularımız da bu oyunlara katılır.
1992 barselona olimpiyatları sonrası yapılan ix.paralimpik oyunlara ise türkiye ilk kez 1 sporcu ve 2 idareci ile katıldı.
uluslararası olimpiyat komitesi’nde türkiye ilk kez 1909 yılında berlin’de selim sırrı tarcan tarafından temsil edildi.
türk bayrağı ilk kez resmen 1912 yılında stockholm olimpiyat oyunları’nda dalgalandı. bu oyunlara katılmak için dönemin osmanlı milli olimpiyat cemiyeti genel sekreteri ve uluslararası olimpiyat komitesi’nin türkiye temsilcisi selim sırrı tarcan gazetelere sporcuları oyunlara çağıran ilanlar verir. bu ilanlara sadece iki ermeni genci ilgi gösterir. vahram papazyan ve mıgır mıgıryan adlarındaki bu gençler kendi olanakları ile isveç’e gidip, ülkemizi temsil ederler.
ilk yabancı antrenörlerimizin öyküsü ise şöyle. cumhuriyet sonrası atatürk spora büyük önem verdi. ve 1 yaşındaki cumhuriyetin ilk katılacağı olimpiyatlar olan 1924 paris olimpiyatları’na en iyi şekilde hazırlanılmasını istedi. ve ülkemize ilk yabancı antrenörler olarak futbol takımımızın başına iskoçyalı billy hunter,güreşçilerimizin başına macar raol peter ve de de atletlerimizin başına alman abrahams getirildiler.
1936 berlin olimpiyatları’ nda ise ilk kez bayrağımız şeref kürsüsüne çekilir. serbest güreşte ilk şeref kürsüsüne 78 kiloda mersinli ahmet kireççi çıkar.
ilk kez istiklal marşımız çalınır ve ilk altın madalyamızı alırız. ilk altın madalyamızı ise 61 kiloda yaşar erkan alır.
1936’da ayrıca ilk bayan sporcularımız da bu oyunlara katılır.
1992 barselona olimpiyatları sonrası yapılan ix.paralimpik oyunlara ise türkiye ilk kez 1 sporcu ve 2 idareci ile katıldı.
1947 yılında mora yenişehir’de doğdu. galatasaray lisesi ve mühendishane-i berr-i hümayun’u bitirdi. lise yıllarında hocası faik üstünidman’dan jimnastik dersleri aldı. bir süre servet-i fünun dergisinde spor bölümünü yönetti. o dönemde galatasaray lisesi öğretmenlerinden juery ile iyi görüşen selim sırrı, juery aracılığıyla pierre de coubertin ile temas kurdu. coubertin, türkiye’nin de ioc’ye girmesini istiyordu. 1908’de ii. meşrutiyet’in ilanıyla birlikte harekete geçen selim sırrı, ilk milli olimpiyat komitesi’ni kurdu. 28 mayıs 1909’da berlin’de yapılan uluslararası olimpiyat komitesi toplantılarına katıldı ve aynı yıl isveç kraliyet askeri beden eğitimi ve jimnastik akademisi’ne başladı. 1911’de akademiyi bitirip yurda döndü ve beden eğitimi öğretmeni olarak çalışmaya başladı. i. dünya savaşı nedeniyle 1918’de ioc üyeliğinden çıkarılan türkiye’nin milli olimpiyat komitesi de dağıldı. 1922’de selim sırrı’nın çabalarıyla türkiye milli olimpiyat cemiyeti tekrar kuruldu ve komitenin başkanlığına seçildi.
"prag spor pedagajisi kongresi" adıyla yayımladığı kitabında, 1925 yılında yapılan viii. olimpik kongrenin konuşmalarını yayınladı ve çeşitli konferanslarda "amatörlük, amatör sporcu ve spor müsabakaları” konularında keskin görüşler dile getirdi. 1926’da konuşmaları yüzünden tici tarafından kınandı. selim sırrı bu olay karşısında tmok başkanlığı’ndan çekildi ve 1930’da uluslararası olimpiyat komitesi üyeliğinden de istifa etti. cumhuriyet’in ilanına kadar çeşitli okullarda beden eğitimi öğretmenliğini sürdüren selim sırrı, 1924’te beden terbiyesi başmüfettişi oldu. 1935’te bu görevinden emekliye ayrıldı ve bir dönem ordu milletvekilliği yaptı. yaşamı boyunca 58 kitap, 2500 makale ve yine pek çoğu spor konusunda 1520 konferans vererek erişilmesi güç bir rekora ulaştı. 2 mart 1956 tarihinde vefat etti.
"prag spor pedagajisi kongresi" adıyla yayımladığı kitabında, 1925 yılında yapılan viii. olimpik kongrenin konuşmalarını yayınladı ve çeşitli konferanslarda "amatörlük, amatör sporcu ve spor müsabakaları” konularında keskin görüşler dile getirdi. 1926’da konuşmaları yüzünden tici tarafından kınandı. selim sırrı bu olay karşısında tmok başkanlığı’ndan çekildi ve 1930’da uluslararası olimpiyat komitesi üyeliğinden de istifa etti. cumhuriyet’in ilanına kadar çeşitli okullarda beden eğitimi öğretmenliğini sürdüren selim sırrı, 1924’te beden terbiyesi başmüfettişi oldu. 1935’te bu görevinden emekliye ayrıldı ve bir dönem ordu milletvekilliği yaptı. yaşamı boyunca 58 kitap, 2500 makale ve yine pek çoğu spor konusunda 1520 konferans vererek erişilmesi güç bir rekora ulaştı. 2 mart 1956 tarihinde vefat etti.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?